https://images.app.goo.gl/m3f2EB5pbA8DeecX9

Simyadan Kimyaya Bir Savaş Suçlusu: Kimyasal Silahlar

Muaz Toğuşlu
5 min readOct 25, 2020

--

Bu yazı İnovatif Kimya Dergisi’nde yayınlanmıştır.

“Bu, yeni ve şeytani bir savaş makinesidir. Korkunç gecenin karanlığında doğaüstü bir olayın dehşetine kapılan cesur askerler, gaz bulutu içinde körler gibi koşuşturuyorlardı. Yüzlercesi tıkanarak can çekişiyor, yıkıldıkları yerde bulantı ve sarsıntılarla kıvranıyorlardı. Pek çoğu öldü. Tüm hava keskin bir kokuyla doluydu”

Yüzbaşı Pollard

Sürekli gelişen teknoloji ile birlikte dünya sahnesinde kara leke olan savaşlarında biçimleri değişmeye başlamış hatta yeni teknolojiler yeni silahlar yaratmıştır. Kitlesel katliam ve ciddi psikolojik felaketlere sebep olan kimyasal savaş gelişen teknolojinin insan hayatına kattığı diğer yüzüdür.Bu makalede kimyasal silahların gelişim ve kullanım mekanizmalarını derledim.

Simyadan Kimyaya Savaş Mühendisliği

Kimyasal savaş ajanlarının bilinen en eski formlarından biri, bitki ve hayvanlardan üretilen doğal toksinlerdir, okların ucunu kaplamak için kullanılmışlar ve “ok zehri” olarak anılmışlardır. Milattan önce 5.yüzyılda ilk kimyasal silahlardan bir diğer örneği sülfür ziftinin yanması sonucu açığa çıkan dumandır. Peloponez savaşında Spartalılar, Atinalıları şehirdeki sığınaklardan çıkarmak için kullanmışlardır. Kimyasal savaş ajanları ve kargaşa kontrol ajanlarının modern kullanımları ise 1.Dünya Savaşı’na dayanmaktadır. 19.yüzyılda hızla büyüyen kimya endüstrisi, savaş gereçlerine gelişmiş ürünlerle katılmaya başlamıştı. Kimyagerleri savaşı olarak görülen 1. Dünya Savaşın da , 22 Nisan 1915’te Belçika’nın Ypres şehrinde Almanların ‘klor gazı’ kullanmaları ile başlamış ve yine boğucu etkili bir başka gaz olan fosgenin de katkısı ile binlerce kişi ölmüş, binlercesi de yaralanmıştır. Bu savaşta. 12 Temmuz 1917’de ise yakıcı ve çok etkin bir ajan olan “hardal gazı” yine Almanlar tarafından kullanılarak müttefik kuvvetlerinin askerlerinin görme kayıpları ve yanıklarla savaş alanından çekilmelerine dolayısıyla ciddi tıbbi,lojistik, askeri sorunlara neden olmuştur. Bu savaş sırasında 100.000 tondan fazla kimyasal ajan kullanılmış, bir milyondan fazla insan yaralanmış ve yüz bine yakın insan da ölmüştür.

Tüm savaş yaralılarının %30’u kimyasal maddelerle yaralanmış; bunların büyük kısmı hardal gazından etkilenmiştir. Binlerce insan bu maddelere bağlı kronik etkileri uzun yıllar yaşamak zorunda kalmışlardır.

İkinci Dünya Savaşı çıktığında güçlü ülkelerin tümü kimyasal silahlara karşı savunma önlemleri geliştirmiş durumdaydı ve buna karşın 1.Dünya Savaşında ki etkisiyle ülkeler kimyasal silah ajanları üretimi yarışlarına girdiler. Çin’e karşı bu silahları kullanmış olan Japonya, en güçlü ülke idi. 1930’ların sonlarında Almanlar sinir gazlarını geliştirmiş, depolamış fakat çeşitli
nedenlerle kullanmamışlardır ancak, savaştan sonra çeşitli şehirlerde bulunan gaz odalarında,
Nazi’lerin yüz binlerce insanı siyanür bileşikleri ve diğer zehirli gazlarla öldürdükleri ortaya
çıkmıştır.

Kimyasal silahlar sadece büyük savaşlar sırasında ve savaş alanlarında kullanılmakla kalmamış, “barış” dönemlerinde korunmasız sivillere karşı da kullanılmıştır. Rusya’da Devrim sırasında çarlık aleyhtarlarından, 1960’ların ortalarında Yemen İç Savaşı’nda kralcılara kadar binlerce insan (genellikle hardal gazı olmak üzere) kimyasal ajanlarla etkisiz hale getirilmişlerdir. Amerikalıların Vietnam’da tünelleri ve yer altı sığınaklarını boşaltmakta kargaşa kontrol ajanlarını ve ormanları yok etmek için ot öldürücü ilaçları; 1980’lerdeki Irak- İran savaşında da Irak’ın İran’a ve sivil Kürtlere karşı hardal gazı ve sinir ajanlarını kullandığı bilinmektedir. Kimyasal ajanlar, terör yaratmak amacıyla da çeşitli kişi ve topluluklar tarafından kullanılmaktadır.Bu konudaki en geniş çaplı 1994’te ve 1995’te Japonya’da dini bir grup tarafından sinir gazlarının kullanımına bağlı 19 kişinin ölümü ve binlerce kişinin zehirlenmesidir. Bu silahların üretimi ve kullanımının kontrol altına alınmasına yönelik olarak ilki 1922’de Washington’da sonuncusu 1988’de Paris’te olmak üzere çeşitli uluslararası konferanslar düzenlenmiş ve bu silahların kullanımı yasaklanmış olmasına karşın, halen aralarında ABD, Bulgaristan, Fransa, Irak, İran, Rusya, Suriye’nin de bulunduğu en az 24 ülkenin kimyasal silah olanaklarına sahip olduğu bilinmekte veya bundan kuşkulanılmaktadır.

Son olarak günümüzde, 2013 yılının Ağustos ayında Suriye’nin Guta bölgesinde kimyasal silah saldırıları meydana gelmiştir. Yaşanan bu saldırılar 1500’den fazla kişinin ölümüne ve binlerce kişinin etkilenmesine neden olmuştur. Kimyasal Silahların Genel Özellikleri Kimyasal özelliklerinden dolayı öldürücü, yaralayıcı, tahriş edici, ve aynı zamanda yangın çıkartıcı, insanlara, bitki ve metallere etkisi olan katı, sıvı, gaz ve aerosol halinde; püskürtücü aletler, helikopter veya uçaklarla taşınan sprey tankları ile, top- roket veya füze mermileri ile, mayın el ve uçak bombaları ile dağıtılır ve yayılan bu silahlar yapımlarının kolay ve ucuz olması, tesir alanlarının çok geniş olması, tesis ve malzemeyi tahrip etmeden öldürücü olması en önemli özelliklerindendir.

Yaygın Bir Kimyasal Ajan Olarak: Klor Gazı

Klor (Cl2) gazı 19.yüz yıllından beri çok kullanılan bir savaş ajanıdır. Yapımı uygun olması ve etkisinin büyük olmasının sebebi ile Almanlar tarafından 1.Dünya Savaşında kullanıldılar. İki klor atomunun bir araya gelmesiyle oluşan tek elementli bir bileşiktir. Belli miktarlarda solunması halinde, dozuna göre akciğerlerde irritasyon, yanma ve fonksiyon bozulmasına neden olur. Bunun sebebi klorun hayli reaktif bir element olması ve solunum yolundaki su ile reaksiyona girmesi sonucu hidroklorik asit (HCl) ve hipokloröz (HOCl) asit oluşturmasıdır. Oluşan bu asitler akciğer hücrelerinde birtakım peroksitler, süperoksitler ve radikaller oluşmasına neden olur. Bu oluşum, akciğerlerde sürmekte olan oksijen alışverişini engelleyecek miktarlarda gerçekleşirse ölüm gerçekleşir. Kanın pH dengesi bozulur. Bu durum diğer organları kötü yönde etkiler. Daha düşük dozlarda ise akciğerlerde yanma ve nefes alma zorluğu ortaya çıkar. Akciğerlerde su birikimi gerçekleşir. Boğaz, göz, burun, yemek borusu gibi yüzeyinde su içeren organlarda ise yine yanma hissi meydana gelir.

Organisation for the Prohibition of Chemical Weapons (OPCW)’ye göre Sınıflandırma Kimyasal silahlar, genellikle yarattıkları olumsuz sonuçlara yani toksik özelliklerine göresınıflandırılıyor. Bu sınıflandırma
yapılırken, sinir gazları, yakıcı gazlar, solunum sistemine etki edenler ve kan zehirleri olarak asıl olarak dört ana gruptan söz ediliyor:

1- Sinir gazları (Sarin, Soman, Tabun, Vx):

Ölümcül etkileri var. Sinir sisteminin iletisinde rol alan bir enzimi (asetil kolinesteraz) baskılayarak sinir iletimini bloke edip, böylelikle solunum kaslarının felç olmasına ve ölüme neden oluyorlar.

2- Yakıcı gazlar (Hardal Gazı, Azotlu Hardal, Levisit):

Yakıcı ve aşındırıcı etkisi olan bu ajanlar özellikle gazların doğrudan temas ettikleri vücut yüzeylerinde doku hasarı yapıyor. Gözler, deri ve solunum yolunun üstünü döşeyen doku bölümleri ilk ve en çok etkilenen bölgeler olarak belirtiliyor. Bu hasar sırasında hücrelerin yapıtaşları olan DNA'larda hasar oluşturdukları için uzun erimde bazı kanser türlerinin ortaya çıkması olasılığından söz edilir ve bunlardan sorumlu tutuluyorlar.

3. Solunum Sistemi Tahriş Edenler: (Fosgen, Difosgen, Klor):

Bunlar da ölümcül etkililer. Solunum sisteminin üzerini döşeyen dokuyu (epitel) ağır şekilde tahrip edip, akciğerde sıvı toplanmasına(ödem) ve böylece kanın oksijenlenmesinin bozulmasına yol açıyor. Bu tür kimyasal maddelerle ölüm, boğulma (asfiksi) sonucu oluyor.

4- Kan Zehirleri (Siyanür, Siyanojen Klorür ):

Kanın içinde bulunan ve dokulara oksijen götüren alyuvarların bu işlevlerini sağlayan enzim sistemini (Sitokrom oksidaz enzim sistemi) bozarak hücrelerin solunumlarını baskılayarak ölüme yol açan sistemik etkili letal ajanlardır.

Kaynaklar

1-Organisation for the Prohibition of Chemical Weapons, Reports Weapons of Chemical Agency 2018

2- Ferner RE, Rawlins MD Chemical weapons. BMJ, 298, 767–768, 1989.
3- U. S. Department of Health and Human Services: Biological and chemical terrorism: strategic plan for preparedness and response. recommendations of the CDC strategic plannning workgroup. MMWR. April 21, 2000. 49 (RR-4). 1–14.
4- Arms Control Association, Daryl Kimball, Executive Director, 202–463–8270 ext. 107; Kelsey Davenport, Director for Nonproliferation Policy, 202–463–8270 ext. 102
5-www.un.org/who/.who.htp
6-https://evrimagaci.org/kimyasal-silahlar-gecmise-ait-olmasi-gereken-olum-makinalari-425

--

--

Muaz Toğuşlu

Undergraduate Student/ Researcher at Boğaziçi University