Ya Sorun Kimya’da İse : Multiple Skleroz

Muaz Toğuşlu
5 min readAug 17, 2018

--

Savaşı başlatan kendi bedeniniz ise, bu savaşı nasıl mücadele ederek kazanacaksınız? Vücudun içeriden kendisi ile girdiği bu savaş nasıl başlamış olabilir? Bu savaşın nedenleri ve tarafları kimdir? Son zamanların en yaygın sinir sistemi rahatsızlığı olarak görülen Multipl Skleroz (MS) bu soruların temel öznesidir.

Genel olarak Multipl Skleroz için bağışıklık sistemi hastalığı denebilir. Hastalık, bağışıklık sisteminde bulunan T-hücreleri‘nin sebebi henüz tam olarak bilinmeyen bir neden veya nedenlerden dolayı sinir hücreleri üzerinde bulunan, koruyucu ve yalıtım özelliği olan Miyelin kılıfa zarar vermesiyle ortaya çıkar. Miyelin kılıfın zarar görmesi ile beyin ve omurilikte koordinasyon sorunları başlar.[1]

MS’li kişilerde;

· Bulanık görme

· Yüzde, kolda ya da bacakta uyuşma

· Bir bölgede beceriksizlik ve kuvvet kaybı

· İdrar sorunları

· Kabızlık

· Konuşma bozukluğu

· Cinsel fonksiyon bozuklukları

· Denge kaybı

· Bulantı

· Yorgunluk

· Depresyon

· Dengesizlik ve baş dönmesi

gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bir süre sonra bağışıklık sistemindeki hata fark edilir ve yine bağışıklık hücrelerinin yardımı ile iyileşme başlar. Bu süreç değişkenlik göstermekle birlikte çoğu hastada, belirtiler saatler günler içinde artar, tipik olarak 2–6 hafta sürer ve sonra düzelir. Düzelme bazen tamdır. Ancak, bu atakların %40 kadarında sekeller ortaya çıkabilir. Bu sekellerin birçoğu günlük yaşamı etkilemezken bazıları da yaşam kalitesini bozabilir.

Miyelin Kılıfı

Multipl Skleroz hastalığında başrolü oynayan faktör Miyelin kılıftır. Nöronlar arasındaki iletişim elektrik sinyallerin bir nörondan başka nöronlara aktarılmasıyla gerçekleşir. Bu iletişim aynı kablolar üzerinden elektrik geçirilmesi gibi olur ve büyük fiziksel benzerlikler taşır. Kablolardan elektrik geçirdiğinizde kablonun çapı gibi özelliklere bağlı olarak tel bir direnç uygular ve bu enerji kaybına neden olur. Nasıl ki kabloların bir yalıtkan maddeyle çevrelenmesi gerekiyorsa aynı fizik ilkeleri nöronlar için de geçerlidir. Miyelin kılıfını tam olarak elektrik kablolarında yalıtım için kullanılan plastik yapıya benzetebiliriz.

Parlayan, beyaz ve yağlı bir madde olan Miyelin (myelin) kavramını ilk ortaya atan ve bu gözlemleri gerçekleştiren Alman patolog Rudolf Virchow dur. Miyelin terimi öz anlamına gelen Yunanca myelós sözcüğünden geliyor. İlk zamanlar miyelinin nöronların içinde bulunduğu düşünülüyordu. Çeşitli lipid ve proteinlerden oluşan Miyelin kılıfı sonradan anlaşıldı ki nöronların aksonlarının etrafını sarıyordu.[2] Yalıtım malzemesi olarak gördüğümüz miyelinin en büyük özelliği büyük canlıların sinirsel iletimlerindeki kayıpları önlemek ve bu iletim arasındaki bağların korunması için önem arz etmektedir.

Miyelinin Yokluğu

Nöronlar arasındaki iletişimde Miyelin kılıfının elektriksel sinyal iletimini hızlandırdığını artık bilinen bir gerçek. Araştırmacılar bir de miyelinin olmadığı durumlarda ne olacağını görmek için Miyelin kılıfını yok ettiler. Hayvan modelleri üstünde yapılan araştırmalarda hem hücresel seviyede hem de davranışsal ölçekte hayvanların nasıl etkilendiği incelendi. Bilim insanları kedilerin omuriliklerindeki Miyelin kılıfını kimyasal olarak yok ettiğinde nöronlar boyunca aksiyon potansiyelleri daha yavaş aktarıldı, bazen de sinyal iletimi hiç gerçekleşmedi. [3]

Miyelin Kılıfının Zarar Görmesi

Multipl Skleroz hastalığının çıkış sebebi olarak görülen Miyelin kılıflarının zarar görmesi, son yapılan araştırmalar ile birkaç gruplamaya alınmış bulunmaktadır. Bunlar arasında çevresel faktörler ciddi bir oran kaplamaktadır. Bu yüzden bu makalede çevresel faktörlere daha geniş pay verilecektir.

Çevresel Faktörler

Bazı mineral ve vitamin eksiklikleri, organik çözücülere ve cıvaya maruz kalma, böcek ilaçları ve radyasyon teması.

Yapılan araştırmalar da düşük D vitamini düzeyinin Multipl skleroz yakalanma ihtimalini arttırdığı uzun süreden beri biliniyordu. Bu konuda McGill Üniversitesi tarafından yapılan ve 25 Ağustos 2015 tarihinde PLOS Medicine dergisinde yayınlanan bir araştırma bu konuda bilinenleri bir adım daha ileriye taşıdı. Bu araştırma, Avrupalılar arasında ve tamamen tesadüfen seçilmiş 14.000 MS hastası ile 24.000 sağlıklı insanla yapılmış olup deneklerin D vitaminini düzenleyen DHCR7, CYP2R1, CYP24A1 genleri incelenmiş ve araştırma sonunda D vitamini eksikliğine sebep olan gen varyantlarını taşıyan bireylerin 1,5 kata daha fazla MS hastası oldukları tespit edilmiştir.[4]

Daha önce yapılan araştırmalar kafein tüketiminin Parkinson ve Alzheimer gibi hastalıkların riskini düşürdüğünü gösteriyordu. Buradan yola çıkan Baltimore Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesinden Dr. Ellen Mowry, kahve tüketiminin aynı zamanda Multipl Skleroza karşı da bir koruma etkisi olabileceğini düşündü ve İsveç’ten 1629 MS hastası ve 2807 sağlıklı birey ile ABD’den 1159 MS hastası ve 1.172 sağlıklı bireyin dosyalarını incelemeye aldı. Araştırma, her iki ülkede de günde 4 ile 6 fincan kahve tüketen bireylerde MS riskinin 1,5 kat düştüğünü gösterdi.[5]

Rockefeller Üniversitesi’nden Linda Thompson’nun 2008 yılında farelerle yapmış olduğu başka bir araştırmadan da benzer sonuçlar elde edilmiştir. Bu araştırmada günlük 6 ile 8 fincan kahveye eşdeğer kafein verilen farelerde MS riskinin düştüğü belirlenmişti.[6] Linda Thompson bu konuda şöyle diyor. “Kafein, sinir hücrelerinin üzerinde yer alan Adonosin Reseptörlerini bloke ederek T-Hücrelerinde bulunan Adonosin moleküllerinin bu reseptörlere bağlanmasını, dolayısıyla onlara zarar vermesini engelliyor. Ancak, kafeinin insan vücudunda da aynı etkiyi gösterip göstermediğini henüz tam olarak bilmiyoruz“ [1]

Genetik Faktörler

MS’li anne veya babanın çocuklarında aynı hastalığın görülme oranı, toplumdaki aynı yaş grubu kişilerle kıyaslandığında 7–10 kat fazladır. Ancak genler, hastalığın oluşmasında tek faktör değildir. Örneğin; genetik olarak birbirinin aynı olan tek yumurta ikizlerinden birinde MS gelişse bile, diğerinde gelişme riski %25’tir.

Aynı zamanda da etnik uygunlukta MS’yi etkilemektedir. Kafkas, Kuzey Afrika kökenlilerde hastalık görülebilir. Sarı ve kısmen siyah ırkta koruyuculuk beyaz ırka göre daha fazladır. Ayrıca Kuzey Avrupa, Amerika ve Kanada’nın kuzeyinde hastalık yüksek, ekvator bölgesinde düşük oranda görülmektedir

Sonuç

Multipl Skleroz hastalığının en önemli dinamiği Miyelin yapısıdır. Beyaz ve yağlı olan farklı proteinlerin ve yağların birleşmesi ile oluşan ve elektriksel sinir iletiminde yalıtım maddesi olan Miyelin kılıf bu hastalığa kendi yapısının bozulmasıyla etki etmektedir. Bu yapının bozulmasında birçok faktör sebep olmasının yanında tedavi ve nedenlerine bakınca çevresel faktörlerin rolü büyüktür. D vitaminin eksikliği ve kafein maddesinin sinir sistemine etkisi bu hastalık için umut ışığı olmuştur.

Muaz TOĞUŞLU

İnovatif Kimya Dergisi Eylül Sayısı

KAYNAKLAR

1. MS Nedir? ,Mehmet Saltuerk ,The Institute For Genetics Of The University Of Cologne

2. Çağlayan Taybaş, Sinir Bilim Miyelin Kılıfı,2016

3. BrainFacts/SfN, Multiple Sclerosis, 2012

4. Vitamin D and Risk of Multiple Sclerosis: A Mendelian Randomization Study,Lauren E. Mokry,2015

5. Greater Consumption of Coffee is Associated with Reduced Odds of Multiple Sclerosis, Ellen Mowry,2015

6. CD73 is required for efficient entry of lymphocytes into the central nervous system during experimental autoimmune encephalomyelitis,Jeffrey H. Mills,2008

--

--

Muaz Toğuşlu

Undergraduate Student/ Researcher at Boğaziçi University